top of page

Emperyal Türkiye İçin Şehircilik ve Mimarlık

Prof. Dr. Baran Mir

AK Partinin göreve geldiği günden bugüne en çok önem verdiği konulardan biri çarpık, tehlikeli ve vizyonsuz kentleşme olageldi. Sayın başbakan Erdoğan’ın açıkladığı ve emperyal Türkiye vizyonunu şekillendiren 2023 projesi çerçevesinde kentleşmenin önemi tabi ki yadsınamayacak. Yazımızda önce Menderes dönemine küçük bir bakış atılacak ve daha sonra çağdaşı olan Erdoğan döneminde bugüne kadar yapılanlara bir göz atılıp son olarak çok gizli olan ve projesinde de bizzat çalıştığım 2023 vizyonu ile tamamen örtüşen bir projeden bahsedeceğim.


Menderes Dönemi


Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidara gelmesi tıpkı rahmetli Adnan Menderes’in iktidar döneminde olduğu gibi Türkiye kentleşmesinin mihenk taşlarından biri oldu ve olmaya da devam ediyor. Menderes’in adını anmışken onun İstanbul’da yürüttüğü çok önemli imar hareketinden bahsetmezsek olmaz. Bakınız sayın Kuban bile bu dönemi anlatırken “1950-1960 Demokrat Parti iktidarı yıllarında, İstanbul açısından en önemli kentsel olgu, dönemin başbakanı Adnan Menderes’in doğrudan kontrol ettiği ve belki de yaşamının en önemli etkinliği haline dönüştürdüğü 4 yıllık imar çalışmalarıdır. Cumhuriyet Halk Partisi’nden ayrılarak Demokrat Parti’yi kuran kadrolar ve Anadolu eşrafı, iki miras devralmışlardı: Modern dünyanın parçası olmak şeklinde tanımlanabilecek geç Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi ideolojisi ve ideolojik içeriği ekonomik istekler içinde bulanıklaşmış Anadolu taşralısının dünya vizyonu.” Menderes’in İstanbul’un imarı özelinde Modern Türkiye’nin imarına verdiği önemi kabul etmek durumunda kalmıştır. O gün Menderes’in dehası örneği olarak açtığı yollara Osmanlı kentini yok ediyorsun diye karşı çıkanlar imar işleri bittikten sonra o geniş bulvarla işlerine çok daha hızlı gidebilmiş ve eskinin köhnemiş dokusunu geniş bulvarların da yardımı ile terk ederek modern betonarme yapılarda yaşamaya başlamıştır.







(Fotoğraf 1: Karaköy meydanında yapılan yıkımlar, 1958 Ara Güler)

 

​(Fotoğraf: 2 Sirkeci-Florya Sahil Yolu İnşaatı)



Tıpkı daha sonra Demirel’in üstün gayretleri ile yaptırılan Boğaziçi Köprüsüne yapılan itirazlarda olacağı gibi o yolları en çok o insanlar kullanmıştı. Menderes’in İstanbul’a bir köprü yapma projesi de vardı ve bunun maketini bile hazırlatmıştı lakin yoğun ve vizyonsuz muhalefet buna da engel oldu.


 

(Fotoğraf 3: 1950’lerde tasarlanan Boğaziçi Köprüsü)



Menderes dönemine yaptığımız bu kısa bakış bizlere vizyonun ne demek olduğunu gösteren sözlük karşılığı işlevi görmekte. Şimdi zamanı ileri sararak Menderes’in koyduğu çıtayı çok daha ilerilere taşıyan sayın Erdoğan’ın kente bakışına dair hızlı bir bilgi vermeye çalışacağım.


AK Parti Dönemi


Türkiye şehirciliği ve mimarlığı için 2002 yılı bir dönüm noktası oldu. Yıllardır süren vizyonsuz koalisyon hükümetleri kente gereken önemi verememiş ve dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul tel tel dökülmekteydi. Düşünün ki Osmanlı döneminde m² cinsinden konut fiyatları Paris ile yarışırken 2002 öncesinde bırakın Paris’i sıradan bir Afrika ülkesi seviyelerine gelmişti. Sermaye birikiminin en önemli enstrümanlarından olan kentleşmenin önemini kavrayamayanlar elbette ki  ülkenin refaha kavuşmasının da yolunu bir türlü bulamamıştı. Erdoğan hükümetleri ile bu makus talihin yıkılışına seyircilik ettik. Bugün Cihangir’de Galata’da veya Karayolları Arazisine yapılan tasarım harikası Zorlu Holding kulelerinde bir evin m² fiyatı İstanbul’u hak ettiği lige geri döndüğünün kanıtı niteliğinde.
Erdoğan döneminde kentleşme ile ilgili olarak bir çok özel yasa çıkarıldı 5366 sayılı yasa ile Sulukule, Tarlabaşı








 


 

(Fotoğraf 4: Islah edilerek modernleştirilen Sulukule)


gibi yerler ihya edilmeye başlarken en son çıkarılan ve yeniden revize edilecek olan Kentsel Dönüşüm Yasası (Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun) ile tüm ülkede depreme dayanıksız, enerji verimliliğini düşünmeyen konutlar tapulu olsun veya olmasın yıkılarak yeni ve modern yapılara dönüştürülecek (bkz:Fotoğraf 5). Bu uğurda herkesin elini taşın altına koymasının da gereğini de eklemek elbette gerekiyor. Ülkenin kalkınabilmesi için evlerimizin yıkılabileceğini gerekirse cebimizden bir ev parası daha vererek aynı yerde yaşayabileceğimizi unutmamalı ve bu fedakarlığı milletçe yapmalıyız.

(​Fotoğraf 5 Işıl ışıl parlayan modern Bursa)


Diğer taraftan statükocu, vizyonsuz odaklar boş durmayarak sayın Erdoğan özelinde Ak Partinin kentleşme politikalarına ket vurmaya, davalar açmaya devam ediyor. Tıpkı Menderes döneminde olduğu gibi bugünkü mücadelenin de ilk ve en büyük cephesi İstanbul olma özelliğini korumakta. Engellenmeye çalışılan projelerini bir kısmını bir çırpıda söylemeye çalışırsak 3. Köprü, Kanal İstanbul, 2 Yeni Kent Projesi, Galataport, Haydarpaşaport, Taksim Meydanı Düzenlemesi, Çamlıca Camii, Taksim Camii, Karayolları Arsası, Ataköy Sahili ve Ataköy Konutları Projesi akla ilk gelenler bunlar ama elbette bununla sınırlı bir durum ortada yok. Bu projelerin değeri milyarlarca dolar yapıyor ve sadece Karayolları projesi için uzatılan ve nihayetinde yeni vizyonun kazandığı süreç yüzünden ülke on milyonlarca dolar zarar etti. Kentler hiç olmadığı kadar gündeme gelmişken 2023 vizyonunda kentin önemli bir yer tuttuğunu tahmin etmeniz kolay olacaktır.


Vizyon 2023 Stratejisi


Kassam’da stratejik analizler yaparken diğer taraftan yaptığımız analizleri görerek bizlerden destek istendiğini görmek sevindirici bir durum teşkil ediyor. Kassam’da yazacağımı duyurduktan kısa bir süre sonra (ki bu benim ilk yazım) Ak Partiden benim ile irtibata geçilerek 2023 İstanbul Vizyonu için bir projede çalışmam önerildi ve ben de bunu büyük bir heyecan ile kabul ettim. Yukarıda Ak Partinin vizyonunun ne kadar geniş olduğunun ve bunun ülke ekonomisine dolayısıyla da bahsetmemiş olsam bile kişi hak ve hürriyetlerine yapacağı katkının önemine dikkat çekmek istedim. İlk görüşmelerden sonra projemi açıkladım ve ekipte yer alan ODTÜ’lü (isim vermek istemiyorum) iki Prof.Dr. hocanın imkansız böyle bir şey olamaz, teknik müsaade etmez, kenti kaosa sürüklemek istiyorsunuz nidalarına karşın projemi AK Parti destekledi ve ODTÜ’lü hocaları da ekipten çıkardım.
Bilindiği üzere yıllarca İTÜ’de akademisyenlik yaptıktan sonra son iki yıldır Fatih Üniversitesi’nde dışarıdan hocalık yapmaktayım ve bunun için ücret dahi almıyorum. İnşaat fakültesinin çok gelişmiş olduğunu belirtmek isterim yukarıda ODTÜ’lü hocaların imkansız dediğini biz burada son teknolojiyi kullanarak gerçekleştirebileceğimizi kanıtladık. Projenin maketini ve 3d modellemelerini gören sayın Başbakan Erdoğan çok beğendiğini bizzat bildirdi. 2023 yılında İstanbul’a insan oğlunun yapmış olduğu en yüksek yapıdan (bkz: Burj Khalifa 829.8metre) 



(​Fotograf 6: Burj Khalifa)


çok daha yüksek tam 2023 metre yüksekliğinde bir gökdelen projesini hayata geçireceğiz. Projenin tam olarak nereye yapılacağı belli olmasına karşın yerini burada söyleyerek arsa manipülasyonuna mahal vermemek adına gizliyoruz. Ayrıca çizimler son halini almış bile olsa onu da şu an paylaşmamanın daha doğru olduğu kanaatindeyiz. Kesin olan tek şey varsa İstanbul Ak Partinin kanatları altında yükselmeye devam edecektir. Projenin mühendislik bölümünün de tamamlanmış olduğunu belirtmek istiyorum. Cumhuriyetimizin 100 yılına yakışacak bir eseri emperyal, cihanşümul Türkiye’nin müjdeleneceği 2023’e yetiştirmek ölmeden önceki son hayalim.

bottom of page